Kendince kadim bir söz taşır mezar taşında
Medeniyet ışıklarından ırak bu asi yamaçların ardında
Yalvaç misali dolanırken der ne yüce öğretmen inziva
Gel, gör, duy, hisset ve anla
Firuzeden prusyaya çalan denizin kıvrılışını
Cahile karanlığın ışıktan evvel yayılışını
Ufkun ardındaki yaşamlar için de dönen dünyayı
Fark et bu hayatı
Yegane koşuşumuz ölüm için doğmuşsak
Yegane telakkimiz doğmak için öl
Fark edemediysen naraları
Gel, gör, duy, hisset ve anla
Bir söz var mezar taşında
Salyangoz gibi yüklenmiş sırtına
Ne ölmek için doğabilir
Nede doğmak için ölebilir
Artık yeniden